Dinlenen telefonlar, fiber kablolar, uydu sinyalleri. Gizli bilgilerin peşindeki casusluk teknolojisi, iletişim teknolojisinin peşinden bir an olsun ayrılmıyor.
Google’ın sorumlu müdürü olarak görev yapan Eric Schmidt kısa bir süre önce New York‘ta gerçekleştirilen bir etkinlikte casusluk için “Toplumumuzun doğası” tabirini kullandı. Bunun doğru olup olmadığını ispatlamak için büyük bir tartışma oluşabilir. Sonuçta asıl mesela casusluğa merak gidermek için iyi örgütlenmiş çaba mı yoksa insan doğasının ayrılmaz bir parçası olarak mı baktığınız. Schmidt “Casusluk toplumumuz kadar eski bir kötülüktür” deseydi bu kadar tartışma çıkmayacaktı.
Tarihçi ve istihbarat kurumları üzerine uzman Wolfgang Krieger’in “İstihbarat örgütlerinin tarihi – Firavunlardan CIA’ya” adlı kitabında belirtildiğine göre casusluk etkinliği çok eskiden gelmekte. Elinin altında bütçesi olan ilk sabit kadrolu casus 16. yüzyılda İngiliz Kraliçesi 1.Elizabeth’in hizmetinde çalışmıştı. Adı Walsingham olan kişi, Dünya’nın ilk istihbarat müdürü olarak görev yaptı. Başlıca başarısı ise Kraliçe’ye karşı Katoliklerin düzenlediği bir komployu ortaya çıkartması oldu. Bunun üzerine İngiliz Kraliçe’si, İskoç Kraliçe’si Marry Stuart’ı idam ettirdi. Bugün ise bu kişilere gizli muhabir deniyor. HuMINT’in yanı sıra bir bilgi toplama yöntemi daha var ki, casusluk yöntemleri arasına girişi sinyal teknolojisi ile gelişmeye başlıyor.
► İletişim Teknolojisinin Gölgesi
“Sinyal istihbaratı” yani SIGINT, ajanların telefon hatları ya da radyo sinyalleri gibi teknik iletişim rotalarını dinleyerek bilgi toplamasını anlatıyor. SIGINT, iletişime yardımcı olan elektronik aygıtların olumsuz yanını da gösteriyor. 1996’dan kalma bir CIA raporu gözetlemenin iletişim teknolojisinin gölgesi olduğunu, iletişim teknolojisinin daima yakından takip ettiğini vurguluyor. Bu inkar edilmez bir gerçek olduğu kesin.
İlk ticari telefonlar ABD’de 1887‘de kullanılmaya başlanmasıyla birlikte on yıl geçmeden polis telefon konuşmalarını yaygın bir biçimde dinlemeye almıştı. 1998’de Danimarka’lı elektrik mühendisi Valdemar Pulson’un icat ettiği telgrafon adlı alet, dinlenen görüşmelerin gizlice kaydedilmesi olanaklıydı. Telekominikasyon alanındaki diğer gelişmeler sayesinde casusların kullandığı aygıtlar giderek küçülerek yetenek kazandı.
► Dinlemeler 1945’te Başladı !
Her şey bir yana, soğuk savaş dönemi de gözetleme teknolojisinde muazzam ilerlemelere yol açtı. Rus istihbarat örgütü KGB bu konuda rakip tanımıyordu. Onların talebi üzerine fizikçi Leon Theremin, daha 1945’te bir mikrodalga dinleme cihazı geliştirdi. Bu aygıtın en ilginç yanı harici bir güç kaynağına ihtiyaç duymamasıydı. Bu yüzden, kimse dinlemediği sürece aygıtın farkına varmak olanaksızdı.Bu aygıt ABD mührünün tahta bir kopyasının içine gizlenmişti. Alet ilk defa 1952’de, Rus ajanları ABD büyükelçisini gizlice dinlerken kazara bir İngiliz telsiz operatörü tarafından farkedildi.